SES ÖZELLİKLERİ
Bugünkü Türkçede bulunan seslerden c, f, ğ, h, j, v sesleri Köktürkçede yoktur. Buna karşılık bugünkü ölçünlü (standart) Türkçede bulunmayan; fakat pek çok ağız ve lehçede mevcut olan ŋ sesi Köktürkçede de vardır. Ayrıca bugün sadece Saha (Yakut) Türkçesinde bulunan n sesi de Köktürkçede bulunur. Buna göre Köktürkçede 8 ünlü (bazı bilginlere göre kapalı e ile birlikte 9 ünlü), 19 ünsüz vardır.
Köktürkçenin ünlüleri şunlardır: a, e, ı, i, o, ö, u, ü.
Köktürkçenin ünsüzleri şunlardır: b, ç, d, g, g, k, k, I, m, n, ŋ, ń, p, r, s, ş,
t, y, z.
Bütün ünlüler kelimenin her yerinde bulunabilir. Ünsüzlerin tamamı kelime içi ve sonunda olabilir. Ancak birçok ünsüz kelime başında bulunamaz.
Kelime başında bulunabilen ünsüzler şunlardır:
b-: bar (var), biş, bıç-, bilig, boz, böri.
ç- : çabış (başkomutan), çıgań (yoksul), çorak, çöl.
k- : kentü (kendi), kişi, kör- (görmek), küç (güç).
k-: kagan, kırk, kork-, kul.
s- : saç, sen, sıgıt (feryat), siz, sözleş-, sub (su), sür-.
t-: taş, ter, tıŋla- (dinlemek), tirig (diri), tok, tört, tut-, Türk.
y-: yagız, yelme (öncü), yıl, yir (yer), yok, yurt, yüz.
Bunların dışında kalan d, g, g, I, m, n, ŋ, ń, p, r, ş, z ünsüzleri kelime başında bulunmaz. Aşağıdaki örnekler, kelime beşında bulunmama kuralına istisna teşkil eder:
g: gü (soru edatı).
g : gu (soru edatı).
I: lagzın (domuz - Çinceden), Liken (Çince kişi adı), Lisün (Çince kişi adı).
m : mag (övgü), Mançud (Mançular), matı (sadık), men (ben) ve türevleri, mu (soru edatı).
n : ne, Nek (yabancı kişi adı), neke (niye), neŋ (şey, herhangi bir), nençe (nice).
ş : şad (şehzadelik unvanı), şadapıt (şada bağlı beyler), Şalçı (kişi adı), Şantun (Çince yer adı).
Köktürkçenin bunlann dışındaki başlıca ses özellikleri şunlardır:
1. Aslî uzunluklar korunur: âç (aç), ât (ad), bûka (boğa), köök (mavi),
yook (yok). Köktürk yazısında aslî uzunlukları gösteren kesin bir imlâ kuralı
yoktur. Ancak ünlü-ünsüz değerindeki harflerde genel olarak ünlüler yazıl
mazken bazı sözlerde ünlülerin yazılması, Köktürk imlâsında uzunluğu gös
teren bir özellik olarak yorumlanmıştır (Tuna ? ; Tekin 2000: 25, 33-34).
yook (yok). Köktürk yazısında aslî uzunlukları gösteren kesin bir imlâ kuralı
yoktur. Ancak ünlü-ünsüz değerindeki harflerde genel olarak ünlüler yazıl
mazken bazı sözlerde ünlülerin yazılması, Köktürk imlâsında uzunluğu gös
teren bir özellik olarak yorumlanmıştır (Tuna ? ; Tekin 2000: 25, 33-34).
2. Kelime başı k-'leri korunur: keç- (geçmek), kel- (gelmek), kir- (gir
mek), köl (göl), kör- (görmek), köz (göz), küç (güç), kümüş (gümüş), kün
(gün).
mek), köl (göl), kör- (görmek), köz (göz), küç (güç), kümüş (gümüş), kün
(gün).
3. Kelime başı t-'leri korunur: tag (dağ), taş (dış), tebi (deve), teg-
(değmek), temir (demir), ti- (demek), tir- (dermek), tod- (doymak), tokuz
(dokuz), tört (dört), tuy- (>duymak), tüz (düz).
(değmek), temir (demir), ti- (demek), tir- (dermek), tod- (doymak), tokuz
(dokuz), tört (dört), tuy- (>duymak), tüz (düz).
4. Kelime içi ve sonundaki b-ler korunur: eb (ev), ebir- (evirmek),
kabış- (kavuşmak), sab (>sav), sebin- (sevinmek), tabışgan (tavşan), tebi
(deve), yabız (>yavuz).
kabış- (kavuşmak), sab (>sav), sebin- (sevinmek), tabışgan (tavşan), tebi
(deve), yabız (>yavuz).
5. ç-'ler korunur: çabış (>çavuş), bunça (bunca), oçuk (ocak), uçuz (u-
cuz), üçünç (üçüncü).
cuz), üçünç (üçüncü).
6. İlk hece sonardaki g ve g'lar korunur: ag- (ağmak, yükselmek), beg
(bey), egri (eğri), oglan (oğlan), ög- (öğmek-övmek), tag (dağ), teg- (değ
mek), tog- (>doğmak), yıg- (yığmak), yig (yeğ).
(bey), egri (eğri), oglan (oğlan), ög- (öğmek-övmek), tag (dağ), teg- (değ
mek), tog- (>doğmak), yıg- (yığmak), yig (yeğ).
7. İkinci ve daha sonraki hecelerin sonunda bulunan g ve g'lar korunur:
adgırıg (aygırı), arıg (an, temiz), atlıg (atlı), başlıg (başlı), bilig (>bilü),
bitig (biti), elig (el), elig (elli), kullug (kullu), küçlüg (güçlü), sarig (sarı),
tügünlüg (düğümlü), yadag (yay).
adgırıg (aygırı), arıg (an, temiz), atlıg (atlı), başlıg (başlı), bilig (>bilü),
bitig (biti), elig (el), elig (elli), kullug (kullu), küçlüg (güçlü), sarig (sarı),
tügünlüg (düğümlü), yadag (yay).
8. İkinci ve daha sonraki hecelerin başında bulunan g ve g'lar korunur:
edgü (iyi), ilgerü (ileri), kazgan- (kazanmak), tabışgan (tavşan), algalı (>a-
lalı), ölgeli (>öleli).
lalı), ölgeli (>öleli).
9. d'ler korunur: adak (ayak), adgır (aygır), adrıl- (ayrılmak), bod
(>boy), edgü (iyi), yadag (yaya).
(>boy), edgü (iyi), yadag (yaya).
10. İlk hecedeki i'ler korunur: bir- (vermek), biş(beş), il (ülke, devlet),
ir- (ermek, ulaşmak), it- (etmek), ti- (demek), tir- (dermek), yi- (yemek), yig
(yeğ), yir (yer), yiti (yedi). Bazı araştırıcılar, Türkiye Türkçesindi e olan ilk
hece i'erinin Köktürkçede i değil kapalı e olduğu fikrindedirler.
ir- (ermek, ulaşmak), it- (etmek), ti- (demek), tir- (dermek), yi- (yemek), yig
(yeğ), yir (yer), yiti (yedi). Bazı araştırıcılar, Türkiye Türkçesindi e olan ilk
hece i'erinin Köktürkçede i değil kapalı e olduğu fikrindedirler.
11. Türkiye Türkçesinde v ile başlayan üç kelime Köktürkçede b'lidir:
bar (var), bar- (varmak), bir- (vermek).
bar (var), bar- (varmak), bir- (vermek).
12. Bol- (olmak) fıilindeki b sesi korunur: bol-, bolma-.
13. Köktürkçede kalınlık-ircelik uyumu (büyük ünlü uyumu) tamdır:
aytıgma (denilen), bedizet- (süsletmek), süŋüglüg (mızraklı), başlıgıg (başlı
yı), yirgerü (yere doğru), Tabgaçgı (Tabgaç'taki, Çin'deki), balıkdakı (şe
hirdeki), yorıyur (yürür), kagansıratmış (kağansızlaştırmış), yüküntürtimiz
(baş eğdirdik), sabımda (sözümde).
aytıgma (denilen), bedizet- (süsletmek), süŋüglüg (mızraklı), başlıgıg (başlı
yı), yirgerü (yere doğru), Tabgaçgı (Tabgaç'taki, Çin'deki), balıkdakı (şe
hirdeki), yorıyur (yürür), kagansıratmış (kağansızlaştırmış), yüküntürtimiz
(baş eğdirdik), sabımda (sözümde).
14. Köktürkçede düzlük-yuvarlaklık uyumu (küçük ünlü uyumu) tam
değildir. Yardımcı ünlülerle bazı ek ünlüleri düzlük-yuvarlaklık uyumuna
uyar.
değildir. Yardımcı ünlülerle bazı ek ünlüleri düzlük-yuvarlaklık uyumuna
uyar.
Yardımcı ünlüler: tir-i-l- (derilmek), tüz-ü-l- (anlaşmak), bilig-i-m (aklım), köz-ü-m (gözüm), kan-ı-ŋ Kanın), sünük-ü-ŋ (kemiğin), kagan-ı-g (kağanı), bodun-u-g (bodunu, milleti), sab-ı-n (söz ile), ok-u-n (ok ile), bar-ı-p (varıp), olur-u-p (oturup), olur-u-pan (oturarak), kel-i-gme (gelen), kör-ü-gme (gören).
Sahiplik eki: baş-lıg (başlı), tiz-lig (dizli), küç-lüg (güçlü), ton-lug (elbiseli).
Soyut isim ve sıfat yapma eki: beg-lik, öz-lük (kendisine ait).
Üçüncü şahıs dışındaki bilinen geçmiş zaman ekleri: kıl-tım, süle-dim (sefer ettim), ur-tum (vurdum), ölür-tüm (öldürdüm), yaŋıl-tıg (yanıldın), içik-diŋ (tâbi oldun), öl-tüg (öldün), al-tımız (aldık), sözleş-dimiz (sözleştik), boz-dumuz (bozduk), ölür-tümüz(öldürdük).
Köktürkçede düzlük-yuvarlaklık uyumuna girmeyen kelime ve ekler bir hayli çoktur. Başlıcaları aşağıda gösterilmiştir.
Kelimeler: altım, başgu (alnı akıtmalı at), eçü (ata), edgü (iyi), katun (>kadın), böri (kurt), kodı (aşağı), küni (kıskançlık), urı (erkek evlât), yorı-(yürümek).
Teklik üçüncü şahıs iyelik eki: kü-si (şöhreti), sü-si (askeri), buyruk-ı (amiri, komutanı), ülüg-i (bölüğü), boguz-ı (boğazı).
Yön eki: il-gerü (doğuya doğru), kurı-garu (batıya doğru), yış-garu (ormana doğru).
Ettirgen çatı eki: yarat-ur- (yaptırmak), kel-ür- (getirmek), aş-ur-, teg-ür- (ulaştırmak), tir-gür- (diriltmek).
Bilinen geçmiş zaman 3. şahıs eki: bol-tı (oldu), kör-ti, öl-ti, olurt-dı(oturttu), ur-tı(vurdu), altuz-dı (aldırdı), kelür-ti (getirdi), tüş-di.
Öğrenilen geçmiş zaman eki: bol-mış (olmuş), kör-miş, tut-mış, kon-mış, ölüt-miş~ölür-miş (öldürmüş), kontur-mış.
Üçüncü şahıs emir eki: bolma-zun (olmasın), kalma-zun, yorıma-zun (yürümesin).
Yuvarlak ünlülü geniş zaman eki: bir-ür (verir), yorı-yur (yürür), yaşa-yur (yaşar), kazgan-ur men (kazanırım).
Yuvarlak ünlülü zarf-fıil eki: yi-yü (yiyerek), süle-yü (sefer ederek), yit-ü (yiterek), eşid-ü (işiterek), opla-yu (boğa gibi saldırarak).
Sıfat-fiil eki: bar-duk yir (varılan yer), ille-dük il (devlet hâline getirilmiş ülke), kaganla-duk kagan (kağan hâline getirilmiş kağan).
15. Köktürkçede tonlu-tonsuz uyumu yoktu. c-ç ünsüz çiftinden c sesi Köktürkçede zaten bulunmadığı için eşitlik eki daima ç'lidir: ança (onca), bunça, ot-ça (ateş gibi), bor-ça (bora gibi), tag-ça (dağ gibi), elig-çe (elli kadar).
g-k ünsüz çiftinde de tonlu-tınsuz uyumu söz konusu değildir. Bu seslerle başlayan eklerde seslerden biri tercih edilmiştir. Söz gelişi yönelme hâli eki daime k'lidir: yazı-ka (ovaya), yıl-ka (yıla, yılda), ögüz-ke (ırmağa), öd-ke (zamana, zamanda), taş-ka (taşa), balık-ka (şehre). Buna karşılık yön eki daima g'lidir: il-gerü (doğuya doğru), yış-garu (ormana doğru).
d-t ünsüz çiftinin her ikisi de ek başında kullanılır. Ancak ek başındaki ekin d mi t mi olacağını tonluluk-tonsuzluk belirlemez. /, n, r (nadir olarak z) seslerinden sonra t, diğer seslerden sonra d kullanılır.
/, n, r'den sonra: bol-tı (oldu), kel-ti (geldi), bul-tum, öltüg (öldün), kal-taçı biz (kalacağız), öl-teçi sen (öleceksin), yol-ta, kısıl-ta (vadide); kanlan-tı (kanlandı), kılın-tım, kazgan-tuk, bin-tür-, kon-tur-, anta, bunta, bodun-ta; er-ti (idi), ölür-ti (öldürdü), bir-ti (verdi), ölür-teçi (öldürecek), olur-taçı sen (oturacaksın), ur-tur- (vurdurmak).
Diğer seslerden sonra: içik-di (tâbi oldu), kelme-di, süŋüş-dümüz (savaştık), tüş-di (düştü), yorıt-dım (yürüttüm), sanç-dım (hatırdım), teg-dük, yurt-da, yış-da (ormanda), balık-da (şehirde), illig-de (devletliden).
Köktürkçenin başlıca ses özellikleri bunlardır. Bu özellikler bilinince Köktürkçe'deki söylenişi bulmak hiç de zor değildir. Kökeni Türkçe olan bir kelimenin Köktürkçe'deki söylenişini bulmak için bir Türkiye Türkünün yapacağı işlemler basittir. Bu işlemlerin en gerekli olanlarını şöylece sıralayabiliriz.
1. c'leri ç yapacak: anca ança, bunca bunça, ucuz uçuz, ocak oçuk, tö-
resince törüsinçe.
resince törüsinçe.
2. v'leri b yapacak: ev eb, sebin- sevin-, yavuz yabız, var bar, var- bar-,
ver- bir-.
ver- bir-.
3. g-'leri k- yapacak: gel- kel-, gör- kör-, göz köz, gün kün.
4.d-'leri t- yapacak: dil til, diz tiz, dağ tag, dile- tile-, dök- tök-.
5. ğ'leri g yapacak: dağ tag, bey~beğ beg, eğ- eg-, öğ- ög-, ağır agır,
ağrı- agrı-.
ağrı- agrı-.
6. Sonunda ı, i, u, ü bulunan kelimelerde büyük bir ihtimalle g düşmüş
olabileceğini düşünerek bu sesi ekleyecek: arı (temiz) arıg, diri tirig, ölü
ölüg, sevi sebig, katı katıg. Sahiplik ifade eden +lı ekinin Köktürkçe'de dai
ma g'li olduğunu aklından çıkarmayacak: başlı başlıg, dizli tizlig, güçlü
küçlüg.
olabileceğini düşünerek bu sesi ekleyecek: arı (temiz) arıg, diri tirig, ölü
ölüg, sevi sebig, katı katıg. Sahiplik ifade eden +lı ekinin Köktürkçe'de dai
ma g'li olduğunu aklından çıkarmayacak: başlı başlıg, dizli tizlig, güçlü
küçlüg.
7. Olmak fiilinin b ile, vurmak fiilinin v'siz söylendiğini unutmayacak: ol- bol-, vur- ur-.
8. Sınırlı sayıdaki kelimede ilk hece e'lerinin Köktürkçede i olduğunu
bilecek: beş biş, ver- bir-, ye-yi-, de- ti-, yet-yit- (ulaşmak), yer yir, yedi yiti.
9. Sınırlı sayıdaki kelimede bulunan .y'lerin Köktürkçede d olduğunu
bilecek: ayak adak, yadag yaya, giy- ked-, giyim kedim, doy- tod-, iyi edgü,
aygır adgır, ayrıl- adrıl-.
bilecek: ayak adak, yadag yaya, giy- ked-, giyim kedim, doy- tod-, iyi edgü,
aygır adgır, ayrıl- adrıl-.
Yukarıdaki dokuz maddede önemli ve sık geçen farklılıklara dokundum. Bir Türkiye Türkü bu farklılıklara dikkat ederek, kelimelerin Köktürkçedeki biçimini tasarlayabilir. Tabiî, bir kelimede bu farklılıkların birkaçının birden bulunabileceğini unutmamak gerekir. Söz gelişi ayı kelimesinin Köktürkçedeki biçimini tasarlarken sonda g düşmüş olabileceğini, y'nin de d' den dönüşmüş olabileceğini hatırlamalıdır: ayı adıg. Dizli, dişli, donlu, damlı gibi örneklerde hem d' yi t yapmalı, hem de sona g eklemelidir: tizlig, tişlig, tonlug, tamlıg.
Kaynak: Ahmet Bican Ercilasun Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili
Kaynak: Ahmet Bican Ercilasun Başlangıçtan Yirminci Yüzyıla Türk Dili
Yorum Gönder