Tevfik Fikret Gayya-yı Vücut Şiir Tahlili

Gayya-yı Vücut




Tevfik Fikret olgunluk döneminin ilk evresinde (servet-i fünun sürecinde) sanat için sanat anlayışına bağlı kalmıştır. Şiirlerinde kişisel özellikleri ön plana çıkmaktadır. Şair bu evrede kötümser bir hava içerisindedir. Bu devrede şair inancını kaybetmiş, beklentilerini yitirmiştir. Hayal dünyasına sığınır. Şiirlerinde tabiat değil tablolar vardır. Bu döneme ait ve onun kişisel hislerini ifade ettiği en güzel şiiri Gayya-yi Vucut olmuştur. Şair bu şiirinde hem dönemin sosyal ve siyasi durumundan hem de kendi kişisel sorunlarından kaynaklanan ciddi bir hassasiyet yaşamaktadır. Şiiri paylaşmak gerekirse;

"bazı kırlarda gezerken görülür nefretle:
bir çukur yerde birikmiş mütekeddir bir su
solucanlarla, sülüklerle, yılanlarla dolu.

adacıklar gibi sathında yüzen ebr-i hevâm,
sazların zıll-i kesîfinde o bî-had, bî-nam
kaynaşan mahşer-i müntin, acı bir haşyetle

titretir kalbi, fakat kurtulamaz gözleriniz
nazar etmekten o mir'at-i sem-âlûde yine,
sizi bir cazibe almış gibidir pençesine.

ruhunuzdan ne kadar gelse nida-yı nefret
oradan ayrılamaz dikkatiniz bir müddet,
oradan dönmeye kuvvet bulamaz gözleriniz...

işte gayyâ-yı vücud, işte o zulmet, o batak;
beşerin işte, pür ümmîd ü heves, kıvranarak
ka'r-ı târında şinâh ettiği girdâb-ı ufûl!

ruh-ı sâfı şeb-i a'mâkına ettikçe nüzûl

çırpınır gayz u teneffürle; fakat bî-ârâm
edecektir bu nüzûlünde ebedlerle devam.”

Anlamını bilmediğimiz birçok kelimeyle karşılaşmamıza rağmen şiir okunduğunda karamsar, ümitsiz bir atmosferi hissettiriyor biz okurlarına. Biraz şiiri anlamlandırmaya çalışalım ve anlamında sıkıntı yaşayacağımız kelimelere göz atalım.
Mütekeddir: Kederli,sıkıntılı,
Sathında: Üstünde,
Bi-had: Sınırsız,
bi-nam: İsimsiz
Mahşer-i müntin: Küçük varlıklardan oluşan kalabalık
Zulmet: Karanlık
Şeb: Gece
Gayz u teneffürle: Kin ve nefretle
Bi-aram: Durmaksızın
Nüzul: İnmek
 1899 Yılında Servet-i Fünün dergisinde neşrettiği bu şiirde hayat karşısında aldığı tavrı görmekteyiz. Failatün failatün failatün fa’lün kalıbıyla yazılmış bu şiirde Fikret aruzu Türkçeye başarılı bir şekilde uygulamıştır. Sis şiirinden sonra gelen en karamsar şiirlerindendir. “Gayya-yı Vucüd “ Tevfik Fikret’in fikri, felsefi şiirlerinden bir tanesidir. Şiir baştan sona kadar kötümser bir manzara, tablo çiziyor.

 Şiirin başlığı olarak kullanılan ve şiirde yer alan gayya-yi vucud tamlaması dikkat çekicidir. Gayya kelime anlamı cehennemdeki kuyunun adıdır. Ya da karmaşık, sıkıntılı bir iş olarak vurgulanabilir. Şair bu kelimeyi kuyu ile tamlamamış kuyu yerine vücud kelimesi ile isim tamlaması oluşturmuştur. Yani şair varlığını bedenini cehennem kuyusunda görmektedir. Şiirin ilk bölümünde geçen mütekeddir bir su ile anlatılan aslında hayatın ta kendisidir. İnsanlar karmaşık bir halde bir bataklıkta yaşıyor ve yaşamaya devam edecektir. Şiirin ilk bölümünde güzel bir tabloda giderken karşımıza çıkan sorunlardan bahsetmiştir. Bu tabloda göze çarpan çukur bulanık bir su ve içinde sürüngenler… yaşamda başlarını yukarı kaldıramazlar. Şair genel bir tablo çizmiştir. Bu tablodaki kişi belirgin değildir. Şaire göre İnsanlar yaşamdaki en aziz varlıklardır. Yaşamda sıkıntılarla karşılaşabilirler. Fikret bu şiirde sıkıntının çözülemeyeceği bir noktaya gelmiş gibidir. Şair güçlü bir ümitsizlik içinde yaşam için ne bir umut ışığı yakıyor ne de yaşamı sonlandırabiliyor. Şiirde verilen umutsuzluk hayatın çekilmezliği, kötümserlik havası her mısrada artmaya devam ediyor.

 İkinci bölümde manzara iyice sevimsizleşiyor. Betimlemeler artıyor. Tablo gözümüzde canlanıyor. Sınırsız böcekler su üstünde yüzüyor. Sınırsız sayıda ve ismi, cismi belli olmayan mikrop mahşeri iğrenç bir korkuyla kaynaşmaktadır.
Üçüncü bölümde şair hayatın insanları nasıl etkilediğine değinmektedir. Hayat karanlıklar, kötülüklerle dolu olsa da yine bizleri içine çekmektedir. Yani kolay kolay terk edilememektedir. Şair intihar noktasına şiirini taşıyamıyor. İntihar inancını kaybetmektir. Ama şair bunu dile getirmekten çekinmektedir.

 Aynı duyguyu daha da güçlendirerek şair dördüncü bölümle vurgular. Biz insanlar bu hayat karmaşasından nefret etsek dahi ondan vazgeçemeyiz. Yani bir nevi intihar eşiğine gelsek dahi hayatın çekiciliği bizi bırakamaz.

 Beşinci bölümde şair adeta hayata dair içini dökmeye başlamıştır. Burası bir cehennem çukuru, karanlık bir bataklıktır. İnsanoğlu bunu bile bile ümitleri, hayalleri ile karanlıklara daha da gömülmektedir. Şair şiirinin sonunda bir umut ışığı yakmamış. Tam anlamıyla insanoğlunun arafta olduğunu söylemektedir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın dediği gibi “Ne zamanın içindeyim ne dışında…” Fikret’e göre kendini ve tüm insanlığı bu yaşam denilen girdapta bir aşağı bir yukarı çekecek ve insanoğlu YERİNİ BULAMAYACAKTIR…

 Tevfik Fikret şii rin konu alanını tamamen genişletmiş, bir söz kompo zisyonu, sağlam, ahenkli bir şiir dili meydana getirmiş tir. Şiirimize getirdiği yeniliklerle geleneksel olmaktan kurtulmuştur. Şiirinin tamamında açık istiare sanatına yer vermiştir. Şiirde kişisel tablolar yerine dışsal bir manzara havasını kazandırmıştır. Tevfik Fikret günümüz yazarları içinde bile adını koruyan güçlü bir şair olmaya devam edecektir.


ALINTIDIR

Share this:

2 yorum :

  1. Gerçekten çok güzel anlatılmış elinize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Tevfik Fikret Gayya-Yı Vücut Şiir Tahlili
    -
    Full Programlar Indir >>>>> Download Now

    >>>>> Download Full

    Tevfik Fikret Gayya-Yı Vücut Şiir Tahlili
    -
    Full Programlar Indir >>>>> Download LINK

    >>>>> Download Now

    Tevfik Fikret Gayya-Yı Vücut Şiir Tahlili
    -
    Full Programlar Indir >>>>> Download Full

    >>>>> Download LINK

    YanıtlaSil

 
Copyright © Full Programlar indir. Designed by OddThemes & Best Wordpress Themes 2018